Çok güzel yapılır! Öyle güzel, öyle güzel yapılır ki, acıkma duygusunu unutursunuz. Önünüze gelen her lezzeti bir daha bulamam telaşıyla mideye indirirsiniz. Hatta yedikten sonra keşke aç gelebilseydim buraya diye hayıflanırsınız. Paket yaptırsam mı diye düşünürsünüz ama o efsane lahmacun çıtırlığını bir nebze kaybedecek diye ürker, bu riski göze alamayıp yemeye devam edersiniz. Dolayısıyla gezi dönüşünde kendinizi spora, diyete, lifli gıdalara vermek zorunda kalırsınız.
Neyse, şaka bir yana Gaziantep baharatından etine, sebzesinden salatasına her şeyi taptaze ve mükemmel bir uyum içerisinde bulabileceğiniz güzide şehirlerimizden biri. Mutfağını övmeye hiç mi hiç gerek yok. Eminim giden gitmeyen herkes duymuştur buranın methini. Yalnızca gittiğinizde kaçırmamanız gereken bazı lezzetler var. Biz de bu lezzetleri ve mekanlarını keşfe çıkmak için ilk etkinliğimizi Gaziantep’te düzenledik.
Sevgili Vizesiz Geziyorum ile, Accor Otel Gaziantep sponsorluğunda düzenlediğimiz etkinlik serisinin ilki Gaziantep’te gerçekleşti. Bize eşlik eden ekip de muhteşemdi. İştah açan hesaplarıyla Oburcan ve harbiyiyorum, harika fotoğraflarıyla Hakan Yaşar, kendine has videolarıyla 15.rec, günümüzün Evliya Çelebisi drummerlizard, harika ikili Gezgin Çift, mutfakların yeni fatihi Merlin Mutfakta, Criteo’dan Görkem ve eşi, Kübra ve Noa Ajans’tan Melodi de bizimleydi. Bu mükemmel ekibe katılımları için kocaman teşekkürler.
Evet şimdi gelelim konumuza. Gaziantep’te gurme turu nasıl yapılır? İşe mutlaka yemeniz gerekenleri listelemekle başlayalım. Lahmacun (söylememize gerek yok ama), patlıcan kebabı, zeytinyağlı kuru patlıcan dolması, küşleme, beyran, katmer, simit katmer, yuvalama, alaca çorbası, gavurdağı, menengiç kahvesi, ciğer. Şimdi bu lezzetleri nerede yemelisiniz bir de buna bakalım.
Kebapçı Halil Usta
Burası Gaziantep’in en yerel duraklarından biri. Küşleme, kuşbaşı ve simit kebabıyla ünlü. Yanında soğuk ayran ve taze domates, salatalıklar, nar ekşisi, sumakla harika bir salata. Bir porsiyon 33 TL. Tavsiye etmemize gerek yok zaten, fotoğraf her şeyi anlatıyor. Diyebileceğim tek şey, buraya uğramadan Gaziantep’e gittim demeyin demek olur sanırım.
Burada da ustalar ocağın başında, yoğun talebe yetişmeye çalışıyor…
Çıtır Lahmacun
Lahmacun’un en güzeli… Abartmıyorum gerçekten öyle. Tanesi 3 TL, kendisi kocaman. Biz İstanbul’da bu fiyata martı eti bile bulamazken, Gaziantep’te çok ucuza mükemmel şeyler yemek mümkün. Keşke aç gitseydim de doya doya yiyebilseydim dediğim ve bu yüzden içimde en çok uhte kalan yerlerden biriydi burası sanırım. Ortaya getirdikleri patlıcan söğürmeyi de lahmacun arasına sarıp yiyin. Böylesi tam Antep usulü oluyormuş. 🙂
Lahmacunun bir diğer özelliği de hamurunun incecik ve çıtır çıtır olması. Buyurunuz bunlar da işin ustaları…
Metanet Beyran
Burası Gaziantep’te beyran deyince akla gelen ilk yer. Sabah namazıyla birlikte açılır, saat 11.00’e kadar açık kalır. Antepliler de beyranı kahvaltı niyetine içer. Kahvaltı için bana göre fazla ağır, bir ana öğün olarak ise oldukça doyuru ve lezzetli bir çorba beyran. En altta kuyruk yağı, üstte pilav ve koyun eti, üstünde et suyuyla hazırlanıyor. Meraklısına duyurulur!
Tahmis Kahvesi
Eee bu kadar yemek yedik, biraz es verelim artık derseniz hemen tarihi Tahmis Kahvesi’ne uğrayın. Sütle pişirilen menengiç kahvesi ne olduğunu şaşıran metabolizmanıza ilaç gibi gelecektir. Gitmişken hediyelik kahve almak isterseniz, en iyi yer burası. 250 gr.’lık kavanozlar 8 TL.
Güllüoğlu
Baklavasız bir Gaziantep turu tabi ki mümkün olamazdı, olmamalıydı. Biz de bu zaruretin bilincinde bir ekip olarak, Güllüoğlu’nun Elmacıpazarı’ndaki ilk şubesine uğramadan turu tamamlamadık. Ziyaretimizde Güllüoğlu’nun varislerinden Murat Güllü bize harika bir sunum yaptı. Söylediğine göre şöbiyet, büyük dedesinin vakti zamanında yakın çevresine ve ailesine sunmak için ürettiği bir lezzetmiş. Sonraları rağbet görünce, tezgahlardaki yerini almaya başlamış. Bir de baklavasını, bülbül yuvasını ve şöbiyetini yedik. İyi de ettik! Siz de gidin, tadın, kalorilere hiç takılmayın. Onları yakmanın bir çaresi bulunur elbet.
Orkide Pastaneleri
Antep’teki bir pastaneler zinciri burası. Katmeriyle ve batma kaymağıyla meşhur. Batma kaymak, en altta kübban pidesi, üstünde sıvı kaymak, iri Antep fıstığı ve bal ile hazırlanıyor. İsteyen üzerine ekstra şeker de dökebiliyor. Antepliler pazar kahvaltılarında evde katmer yoksa bunu yerlermiş. Yokluk hali buysa varlığı siz düşünün. 🙂
Bir de Antep peyniriyle hazırlanan dürümlerden yiyebilirsiniz burada. Onca tatlıdan sonra içinizi açacak, harika bir lezzet.
Akşam Simit
Katmeri biliyordum ama simit katmeri ilk kez bu seyahatte öğrendim. Normal katmerden farkı, arasında kaymakla rulo halinde servis edilmesi. Bir de kesme seramonisi yapıyorlar masanızda. Tam bir şov!
Bu yuvarlak kurabiyeler de yöreye özgü bir lezzet olan kahke. Zeytinyağıyla yapılıyor ve 3 ay taze kalıyor.
Köşk Kebap
Ciğer sevenlerin mutlaka uğraması gereken yerel mekanlardan biri. Bizim midemizde burası için yer kalmamıştı açıkçası. Ama namı birçok gastronomi meraklısı tarafından biliniyor. Tencerede uzun saatler kavrulan ciğeriyle meşhur.
Tostçu Erol
O sadece bir tostçu değil. Bir sosyal medya fenomeni! Evet yanlış okumadınız sosyal medya fenomeni. Kendisi bir yandan tostunu yapıp, diğer yandan Instagram, Youtube, Snapchat ve daha bir sürü kanalının reklamını yapan genç bir girişimci. Aynı zamanda üniversitelerde sosyal medya iletişimiyle ders konusu olmuş biri. Tostları da kendi kadar enteresan. Izgarada önce sucuk ve yumurtasını pişiriyor, üzerine kaşar, ekmek, ketçap, mayonez ve diğer çeşniler… Sürekli yeni çeşitler de çıkartıyor. Örneğin en son Instagram videosunda kıymalı, yumurtalı, kaşarlı tostunu tanıtıyordu. Denemek lazım!
Aşina Antep Sofrası
Burası tüm Antep lezzetlerini tek çatı altında bulabileceğiniz bir adres. Ama tabi ki bizi bizden alan başlıca yemekleri var. Burada adı tadım menüsü olan (ama aslında fazlasıyla doyurucu olan) bir lezzet şöleni yaşadık desem yeridir. Alaca çorba, içli köfte, fındık lahmacun, zeytinyağlı kuru dolma, gavurdağ salatası, yuvalama, ekşili saray kebabı, katmer ve baklava sundular bize ve bunun adına tadım menüsü dediler. 🙂 Anteplilerin misafirperverliğini siz buradan anlayın artık.
Öncelikle gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki hiç ortalama bir şey yemedim. Hepsi ortalamanın üstünde güzeldi. Ama ayva ve yenidünya meyvasıyla yapılan ekşili saray kebabı, kuru patlıcan dolması, alaca çorba ve içli köfte bu listedeki favorilerimdi. Giderseniz bunları tatmadan dönmeyin derim. Bizi bu akşam bu mükemmel lezzetlerle fazlasıyla şımartan ve Aşina Restoran’a 10 senedir çocuğu gibi emek veren Bülent Bey ve oğlu Talip Bey’e de ayrıca teşekkürler. Giderseniz selamlarımızı iletirsiniz. 🙂
Elmacıpazarı’nda alışveriş önerisi: Efendioğlu
Peki bunca güzel lezzetten bahsettik, bunları nereden alabileceğinizden de bahsetmeden geçmeyelim ama değil mi. J Elmacıpazarı’nda ünlü bir fıstıkçı var, adı Efendioğlu. Buradan antep fıstığı alışverişinizi yapabilirsiniz. Öneriyoruz çünkü burası günlük kavrulan fıstığıyla meşhur. Fıstık ilgi alanım değil diyorsanız eğer, kahvaltılık zahter, ev salçası, kırmızı biber, muska, cevizli sucuk, pestil, fitil lokum, menengiç kahvesi gibi zengin ürün çeşitleri de burada bulabilecekleriniz arasında. Oralara kadar gitmişken valizi bu lezzetlerle doldurmadan dönmeyin deriz.
Eğer gitme şansınız yoksa, GurmeMarket.com’dan online ya da 0 850 303 27 53 no’lu telefonu arayarak da sipariş verebilirsiniz.
Yemekten vakit kalırsa…
Bizim ilk adresimiz tabi ki Zeugma Müzesi oldu. Dünyanın en büyük mozaik müzesi, UNESCO Dünya Kültür Mirası listesindeki bu çok özel bölgeyi görmeden dönmeyin deriz. Zeugma deyince akla ilk gelen Çingene Kız mozaiği de burada sergileniyor.
Birecik’teki Kelaynak kuşlarını ve Halfeti’nin muhteşem atmosferini görmeden geziyi tamamlamayın derim.
Fotoğraflar: Hakan Yaşar
Okudukça acıktım yine 🙂