Trakya’da Görülecek Yerler

Trakya deyince aklınıza ne geliyor? Bana birkaç ay önce sorsalardı söyleyeceklerim ayçiçek tarlaları, Tekirdağ köftesi, “h” harfi noksanlığı ve Edirne ciğerinden öteye gitmezdi herhalde. Ama yakın zamanda canım Trakyamızla ilgili anlatacak çok daha başka hikayeler olduğunu keşfettim. Sevgili Gezginin Ayakizleri, Trakya Kalkınma Ajansı‘nın davetiyle harika bir organizasyon düzenledi ve birçok blogger arkadaşımızla birlikte Şehir Notları’nı da bu etkinlikte ağırladı. Bize de karış karış gezdiğimiz Trakya topraklarını size bir güzel anlatmak düştü.

şehirnotları_trakya

Notları paylaşmaya başlamadan önce bir konuya dikkat çekmekte fayda var. Bu arada sık sık okuyacağınız “İstanbul’a yakın gezilecek yerler” yazıları olacaktır eminim. Tekirdağ ve Edirne civarlarının o yazılarda karşılaşacağınız önerilere güçlü birer rakip olduğundan hiç kuşkunuz olmasın.

Yeme-içme ve mimari cenneti Edirne

Programın en ilgi çekici duraklarından biriydi kesinlikle burası. Edirne bir öğrenci şehri olmakla birlikte, tarihi, doğal güzellikleri, kafası rahat ve huzurlu insanları aynı sınır içerisinde toplamış bir yer. Gitmişken aklınıza gelen ilk şey Selimiye Camii’ni görmek ve ciğer yemek oluyor haliyle. Doğruyu söylemek gerekirse ikisi de nam saldığı kadar var. Pek ciğer sevmeyen biri olarak ön yargıyla yaklaştığım Edirne ciğeri fikrine, masaya oturduğum andan itibaren alışmam pek uzun sürmedi. Yaprak şeklinde kesilmiş ve hiç yağ çekmeden pişirilmiş ciğerler, et ve kızartma ikilisini seven herkesin damak zevkine uyacaktır. Bir de tatlı var sonrasında gelen… Hayrabol ya da Trakya şivesiyle “Ayrabol”, kemalpaşa tatlısını andıran, üzeri tahin ve fındıkla soğuk servis edilen bir lezzet. Şekere düşkün olanlar kaçırmasın derim.

şehirnotları_trakya

İyi ciğer yemek için, ünlü isimlerin uğrak yeri Niyazi Usta ya da çarşı içindeki Aydın ciğercisine gidebilirsiniz. Bir porsiyonu 14 TL.

şehirnotları_trakya

Gelelim tarihi yerlere. Edirne tam bir tarihi eser cenneti. Mimar Sinan’ın en meşhur şaheserlerinden Selimiye Camii ve şehir merkesindeki eski camii kesinlikle büyüleyici. Özellikle eski camiinin duvarlarındaki hat sanatıyla çizilmiş dev Arapça harfler, harika kadrajlar yakalamak için ilham verici oluyor.

şehirnotları_trakya

 

 

şehirnotları_trakya

Dünyanın tarihten günümüze ayakta kalan en uzun taş köprüsü Uzunköprü de görülmesi gereken bir diğer yapı.

şehirnotları_trakya

Edirne’de bir de Büyük Sinagog var. Adı gibi Avrupa’nın ikinci büyük sinagogu… Bölgede artık yalnızca bir Musevi aile kaldığı için, bu sinagog sadece turistik geziler için açık. Musevilik dinine göre bir sinagogun hizmete açık olması için, o sinagogun bulunduğu bölgede en az on Musevi erkek yaşamalıymış. Bunu duyunca kadınlar neyinize yetmiyor diye düşündüm elbet ama bu işleri sorgulamaya kalkmanın elime hiçbir şey geçirmeyeceğini öğreneli çok oldu tabi. O yüzden gerek yok deyip gezmeye devam ettim haliyle.

şehirnotları_trakya

Edirne’nin bir diğer önemli noktası, şehrin en tepesine konumlanmış olan Şükrü Paşa Anıtı ve Balkan Savaşları Müzesi. Balkan Savaşı sırasında kenti savunmak için kullanılan mevzilerden biri olan bu alanda, o günlerde savaşan askerler ve komutanları Şükrü Paşa anısına bir müze ve anıt yapılmış. Yakın tarihe merakınız varsa, görmek isteyeceğiniz bir yer olabilir burası da.

şehirnotları_trakya

II. Bayezid Külliyesi, diğer adıyla Tıp Medresesi de yolculuğun enteresan bir diğer durağıydı. Daha önce methini çok duyduğum Trip Advisor ödüllü bu müze, Osmanlı döneminde alternatif tıp yöntemlerinin nelere kadir olduğunu sergiliyor.

şehirnotları_trakya
1400’lerden 1800’lere kadar hastane olarak hizmet veren yer sonraları akıl hastalarını güzel koku, müzik ve su sesiyle tedavi etmeye başlamış.

şehirnotları_trakya

Bunlar dışında Tarihi Kırkpınar güreş alanı, Adalet Kulesi, Sv. Georgi ve Sv. Konstantin Elena Kiliseleri de görülmeye değer yerler arasında.

şehirnotları_trakya

Denize girmek isterseniz, Edirne’nin Keşan ilçesine bağlı Erikli iyi bir alternatif olabilir. Burada hem geniş ve temiz kumsallarında zaman geçirebilir hem de dilerseniz dalış yapabilirsiniz. Dalış için kişi başı 120 TL gibi bir ücretle hoca ve ekipman kiralayarak, Saros açıklarında bu deneyimi yaşayabiliyorsunuz.

şehirnotları_trakya

Edirne’den alışveriş tüyosu vermek isterim size. Arslanzade’nin Kallavi Kurabiyesi ve badem ezmeleri, Arda’nın üzüm suyu ve hardal tohumuyla yapılan meşhur Hardaliye’si, buraya has başarılı lezzetlerin ön sırasında.

Alışılmışın dışında bir Tekirdağ

şehirnotları_trakya

Tekirdağ ziyaretinin benim anlatabileceğim kısmı Karacakılavuz Köyü, oranın misafirperver insanları ve yöre kadınlarının günde 14 saat çalışıp ürettikleri el emeği halılarını, çantaları sattıkları dokuma atölyesi.

şehirnotları_trakya

Maalesef biraz rötarla günün Uçmakdere’den yamaç paraşütü ve Şato Nuzun‘da şarap tadımı kısımlarını kaçırdım. Ama adrenalin sevenlere Fethiye’ye kadar gitmek yerine yamaç paraşütü için Uçmakdere’yi denemelerini önerebilirim. Deneyen arkadaşların anlattıklarından, çok keyifli bir atmosfer olduğu aşikar.

Konforlu bir konaklama arayanlar için ise bizi ağırlayan Tekirdağ Ramada iyi bir alternatif. Ama tabi ki daha uygun fiyatlara pansiyon ya da kiralık ev de bulmanız mümkün.

şehirnotları_trakya

Günün sonunda Karacakılavuz Köyü kadınlarının bizim için köy meydanında kurduğu iftar sofrası; keşkeki, kuru fasülyesi, cevizli el açması tatlısı, mis gibi köy ayranıyla sundukları o kendine has deneyim, gezinin en güzel anlarından biriydi bana göre. Bu hayatta her zaman göremeyeceğiniz bir dayanışma ve paylaşım ortamı hakimdi orada. Bu vesileyle bizi ağırlayan köy halkına da teşekkür etmeden geçemeyeceğim.

Kırklareli’nin köyleri; Demirköy, Kıyıköy

şehirnotları_trakya

Gezimiz Edirne’den Demirköy ve Kıyıköy’e pek de kısa sayılamayacak bir araba yolculuğuyla devam etti. Öncelikle Dupnisa’dan bahsetmeliyim. Burası Kırklareli’nin Demirköy ilçesinde, yeşilliklerle dolu bir yer. Bizim bu gezide görmediğimiz fakat benim daha önceden gittiğim bir mağarası var. Dupnisa, Trakya Bölgesi’nin turizme açılmış tek mağarası. Sarkıt ve dikitleri arasında dolanırken gerçekten etkileniyor hatta bazen ürküyorsunuz. Dupnisa’da öğle yemeği için uğradığımız alabalık tesisini de, taze balık yemeyi sevenler için önerebilirim. Adı Dupnisa Alabalık diye geçiyor. Dere üstünde çok sevimli bir tahta köprüde alabalık, salata ve tatlı ikram ediyorlar. Atmosferi öyle güzel ki, yeşilliklerin arasında bol bol fotoğraf çekme şansı yakalıyorsunuz aynı zamanda.

şehirnotları_trakya

Bu civarda çok fazla longoz ormanı var. Demirköy Doğayı Kültürel Değerleri Koruma ve Tanıtma Derneği’nden Sırrı Tayan bize kısa bir tur yaptırdı orman yolunda. Bizimkisi tam anlamıyla bir orman yürüyüş rotası değildi fakat siz bu rotada bir hafta sonu turu atmak isterseniz, kendisine “dekat@mynet.com” adresinden ulaşabilirsiniz. Sakın bu rotada kendiniz gezmeye kalkmayın, yanınızda ormanı bilmeyen biri olmadan gezmek hiç sağlıklı olmaz.

şehirnotları_trakya

Gezinin son durağı ise Kıyıköy oldu. Bilenler bilir, bu civarda Kıyıköy ve İğneada sık turist çeken yerlerdendir.

Kıyıköy özellikle deniz kenarında kamp yapmayı sevenler için iyi bir seçenek. Karadeniz kıyısındaki geniş kumsalında kamp yapacak çok fazla alan var. Doğası harika, pek fazla gelişmemiş olması da aslında hala bakir olduğunun göstergesi. Fazla lüks beklentisi olmayan ama doğa ve denizle iç içe zaman geçirmek isteyenlerin görmesini öneririm. Kıyıköy’de bir de Aya Nikola Manastırı bulunuyor. Burası 6. yy’dan kalma Jüstinyen Dönemi’ne ait, dünyanın en eski taş oyma manastırlarından biri. Bakımsızlığı ve kullanım şekli nedeniyle tam bir hayal kırıklığı yaşattı burası bize. Kapıda kendini 30 yıldır buraya adamış olan gönüllü bekçisi dışında bir ilgileneni yok. İçerisi ise nişan, düğün fotoğraf çekimi için gelen genç çiftlerle dolu. Bu da maalesef tarihi ne kadar yanlış değerlendirdiğimizin bir göstergesi.

şehirnotları_trakya

Bizim hikayemiz şimdilik bu kadar. Daha fazlasını öğrenmek isterseniz #trakyadazaman etiketini kurcalayabilirsiniz.

Yazar: Gizem Telci @bohemisko

 

Diğer Makaleler

Keşfet

Keyifle Noel Pazarı Gezebileceğiniz Şehirler

Kışın gelmesiyle beraber hepimizin içini bir yeni yıl coşkusu kapladı. Rengarenk süslerle donatılmış çam ağaçları,...

Antakya’de nerede ne yemeli?

Antakya'yı gezip lezzetleriyle ilgili bir yazıyı buraya bırakmamak, o güzelim mutfağa haksızlık olurdu. Yediklerimle...

İstanbul’un 5 yeşil kalesi

Çoğu zaman kalabalık ve gürültülü şehir hayatından kaçıp kendimizi doğanın kollarına bırakmak istiyoruz. Tüm...

Dijital göçebelerin uğraması gereken 5 muhteşem yer

Hem tatilim eksik olmasın hem de işlerim aksamasın diyenler toplanın!Pandemi süreciyle beraber bir mekâna...

İzmir Seyahat Rehberi: Ege’nin İncisine Yolculuk

Ege’nin incisi, değişmeyen tatil bölgesi, hem insanıyla hem doğasıyla ayrı bir yeri olan, Türkiye’nin...

Fidan Bağışı Yapabileceğiniz Güvenilir Kurumlar

Bugünlerde gündemimiz ne yazık ki oldukça can sıkıcı… Manavgat ile başlayan orman yangınları şu...

Popüler Konular

Yorumlar

  1. Gizem’cim
    Nasilsin ?Cok guzel bu yazi olmus,esim kirklarelili bana hicbirini gostermedi:)
    Bi dahakinde tutturacagim.Bence sen sttutgart civarinada bi gezi icin gel
    🙂
    Cok opuyorum
    Didem A.

  2. Hayraboluda memurum. Buranin tatlisini yemek için buraya gelmenize gerek yok. Edirnedede ayni lezzet var. Ayrica kemalpaşa tatlisindan hicbir farki yok.

    Hayraboluyadaki en onemli gorulmeye değer unsur yaklasik 1500 yildir ayakta olan Güzelce Hasan Bey Camii dir

CEVAP YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz