Harika bir Kıbrıs tatili daha bitti. Nedendir bilmem ama yolum düzenli aralıklarla Kıbrıs’a bir şekilde düşüyor ve buradaki her tatilim ayrı bir güzellikte geçiyor.
Dördüncü Kıbrıs ziyaretimi geçtiğimiz hafta sonu sevgili Geziko ekibi ve Türk Hava Yolları ev sahipliğinde gerçekleştirdim. Harika Kıbrıs yemekleri, bol bol market alışverişi, tarihi mekan gezisi ve yakın tarihte savaş gören insanlarla etkileyici sohbetler yapmak inanın bana en unutulmaz tatillerimden birini yaşattı. İlk fırsatta tekrar gideceğim, Karpaz’ın altın kumlarına tekrar atacağım kendimi. 🙂
Biz Türkler elimizdeki değerleri tanıtmayı pek iyi bilmeyiz maalesef… Hep yanlış bir algı yaratırız kendi coğrafyamız hakkında. Bence Kıbrıs da o algının kurbanı ve hak ettiği değeri pek göremiyor. Yalnızca casino turizmi için değil deniz, kum, güneş üçlüsü, tarih, doğa, yeme-içme kültürü gibi keşifler için de oldukça uygun bir rota çünkü burası. Karpaz’ın Maldivlerden hallice denizi, Kapalı Maraş’ın etkileyici hikayesi, Girne limanının hoş mekanları, Lapta’nın doğası, Lefkoşa ve Mağusa’nın tarihi dokusu burnumuzun dibinde keşfedilmeyi bekliyor. Bu yazdıklarımdan henüz haberdar değilseniz ve Akdeniz ikliminin sıcak ruhunu şu sonbahar günlerinde hissetmek isterseniz, ilk uçakla yolunuzu Kıbrıs’a düşürün derim.
Kıbrıs Rehberi
Peki gittik Kıbrıs’a, orada ne yapacağız? Ne yiyip, nereleri göreceğiz soruları kafanızda geziniyor eminim. Kıbrıs’ı iyi bilen kişilerle dört kez gezmiş biri olarak, size çok güvenilir bir öneri listesi hazırladım. Aşağıda yazan naçizane tavsiyelerimi dikkate alın derim. 🙂
Mutfağını İyi Keşfedin
Kıbrıs Mutfağı’nda gerçekten çok şaşırtıcı lezzetler var. Et sevenler için kleftiko, hamur işi sevenler için pirohu, peynir sevenler için ballı hellim böreği, tavuk sevenler için makarna bulli, ot sevenler için molehiya, tatlı sevenler için kireçte kabak, karpuz kabuğu, susam dondurması, havuç reçeli gibi gibi birçok lezzet Kıbrıs mutfağında…
Hellim ve lor peyniriyle yapılan Kıbrıs mantısı pirohuyu ve bulgur köftesini en başarılı yapan yerlerden biri Lefkoşa’daki tarihi Büyük Han’ın içinde yer alan Sedirhan Restoran. Girne Limanı’ndaki Kıbrıs Evi’nde de aynı yemekleri bulabilirsiniz. Ama oradaki favorim ballı hellim böreği ve her masaya ikram olarak getirilen kereviz turşusu. Diğerlerini tatmak için Sedirhan’a gidin derim.
Geleneksel Kıbrıs yemekleri gecesi yapmak isterseniz, mutlaka Archway Restoran’a uğrayın. Kıbrıslılar da adetmiş, sen doydum diyene kadar yemek servis etmeye devam ederlermiş. Archway de her bir Kıbrıs lezzetini gece boyunca parça parça önünüze getiriyor. Siz tıka basa doyana kadar o keyif sürüyor. Daha önce şurada detaylı bir haber de yapmıştım, otantik atmosferi nedeniyle de muhakkak görülmesi gereken bir yer Archway…
Maraş’ı Görün
Maraş bölgesi Kıbrıs’ın hem tarihi değeri yüksek hem de deniz turizmi için en çok tercih edilen yerlerinden biri. Bölgede savaş zamanında Rumlarla Türkleri ayıran surlar, 1200’lü yıllarda kilise olarak yapılmış günümüzde camii olarak kullanılan Lala Mustafa Paşa Camii, Namık Kemal zindanı yer alıyor.
Bir de burada; zamanında Rumlara ait olan, hatta Sophia Loren’in yazlığının yer aldığı, Marilyn Monroe’nun denize girmek için geldiği ve savaştan sonra Türkler tarafından ele geçirilip, askeri bölge olarak kullanılan Kapalı Maraş bölgesi var. Bölgeye yalnızca askeri izinle girilebiliyor, herkesin girmesi mümkün değil. Fakat fırsatınız olursa muhakkak gidip görmeniz gereken bir yer.
Bölge 1974 çıkartmasında boşaltılmış ve sonrasında Kapalı Maraş için zaman durmuş. Binalar, oteller, mağazalar olduğu gibi kalmış. Evlerin içinden ağaçlar çıkmış, üzerine bomba düşen bina olduğu gibi bırakılmış, tam savaş çıktığı gün açılışı olacak otel kurdelası kesilmeden terk edilmiş… Aslında tam bir hayalet şehir. Buraya çok çok az kişinin girebildiğini düşünecek olursak, denizinin de ne kadar mükemmel olduğu söylememe gerek yok herhalde. Altın kumları ve her derinlikte dibini görebildiğiniz berrak bir suyu var. Üstelik hayalet şehri seyrederken denize giriyorsunuz. Hayatta herkesin en az bir kere yaşaması gereken bir deneyim diyebilirim.
Palm Beach Otel’de Konaklayın
Kapalı Maraş’a özel izinle girilebildiğini söylemiştim. İzin alma şansınız yoksa, askeri bölgenin hemen bitimindeki Palm Beach Otel’de konaklayarak hem terk edilmiş bölgeyi seyredebilir, hem de bölgenin en güzel denizinden faydalanabilirsiniz.
Otelde misafirleri iyi hissettirmeye yönelik her detay düşünülmüş. Harika bir kumsal, ödüllü aşçıların elinden çıkma lezzetli yemekler, etkileyici teras manzarası, şık dekorasyon, misafirperver çalışanlar… Tatilde konakladığınız yerin kalitesine önem veriyorsanız ve lüksünüze biraz düşkünseniz Palm Beach deneyimi yaşamanızı öneririm.
Karpaz’da Yüzün
Haritada gördüğümüz o ince uzun yarımada şeklindeki bölge Karpaz. Yani aslında Kıbrıs’ın en ucu… Oraya gidince gerçekten dünyanın ucunda gibi hissediyorsunuz kendinizi. Kumsalı altın kum olarak geçiyor. Zamanında Kleopatra’nın buradan Mısır’a kum taşıttığı anlatılan efsaneler arasında. Caretta caretta’ların yüzdüğü, yumurtalarını bıraktığı deniz ve kumsalı, bölgenin milli park olması nedeniyle hiç bozulmadan yıllardır korunuyor. Burada konaklayabileceğiniz bungalowlar, çadır ve karavan camping alanları var.
Bölge eşeklerin doğal yaşam alanı olduğu için, milli park boyunca dünya güzeli eşekler çıkıyor karşınıza. İnsanlara çok alışkınlar, yanınıza gelip kendini sevdirmek istiyor, hatta elinizden havuç bile yiyorlar.
Karpaz’a gittiğinizde Türklerle Rumların bir arada yaşadığı tek Kıbrıs köyü olan Dipkarpaz’a da uğrayın mutlaka.
Türk ve Rum kahveleri yan yana duruyor. Acı savaş hikayeleri olan insanlar, eskiden olduğu gibi birbirine komşuluk yapıyor. Hüzünlü, duygusal bir yandan da enteresan bir atmosferi var oranın. Bir kahvelerini için, “kalimera” diyerek sohbete koyulun derim.
Mavi Köşk’e Gidin
Kıbrıs’ın eski cumhurbaşkanı Makarios’un avukatı Paolides, 1957 yılında kendine Mavi Köşk’ü yaptırmış. Tarihte pek de iyi izler bırakmamış olan Paolides, köşkün planını kimsenin bilmemesi için, inşaatın ardından tüm çalışma ekibine bir kutlama yemeği vererek hepsini zehirletmiş. Köşkün olayı, o zamanlar renk takıntısı olan Paolides’in zevklerine göre, her odasının farklı bir renk konseptinde tasarlanmış olması. Mavi oda, sarı oda, pembe oda, kırmızı oda gibi uzayıp giden bir renk skalası var. Yakışıklı, çapkın ve özel zevklerine pek bir düşkün olan Paolides, köşke gelen bayan misafirler için bir süt havuzu yaptırmış. Sophia Loren’in de Paolides’in misafirleri arasında olduğu ve bu havuzda yüzdüğü söyleniyor.
Bellapais’te Günbatımını İzleyin
Girne’ye tepeden bakmak, kuşbakışı ada manzarasını izlemek için en iyi noktalardan biri Bellapais. Tepeye erken gidip, önce Bellapais manastırını gezebilirsiniz.
1198 yılında Fransa kralı III. Hugh tarafından yaptırılan manastır, Kıbrıs gotik mimarisinin etkileyici örneklerinden biri. Ardından günü, Bellapais tepesinde oturup manzarayı seyrederek batırabilirsiniz. Manzarayı izlerken, yanında bir Smirnoff Ice açmayı unutmayın.
Bu yakınlarda konaklamak isterseniz Bellapais Monastry Village’i önerebilirim. Şirin mi şirin bir butik otel burası. Tatil köyü klişesinden uzaklaşmak ve Kıbrıs’ın kendine özgü dokusunu hissetmek için ideal.
Kaleleri Keşfedin
Girne Kalesi, Kantara Kalesi ve St. Hillarion Kalesi Kıbrıs’ın müze olarak gezebileceğiniz üç meşhur kalesi. Bu üç kale de Beşparmak dağları üzerinde kurulmuş ve buralarda yerleşim varken kaleler arasında haberleşme sağlanırmış.
St. Hillarion Kalesi Kıbrıs Barış Harekatı sırasında Türkler tarafından tekrar mevzi olarak kullanılmış bir bölge. Girne Kalesi’nde ise milattan önce 300 yılında batan bir ticaret gemisi sergileniyor. Tarihle aranız iyiyse buraları da görmenizi öneririm.
Sınırda gezinin
Lefkoşa’daki Kuzey – Güney Kıbrıs sınırında gezinebilir, savaş zamanı mevzi olarak kullanılan ve üzerinde hala kurşun delikleri bulunan evleri görebilirsiniz. Burada gezinirken tel örgüler arkasından Güney Kıbrıs’ı görmek de mümkün.
Lefkoşa sınır kapısından üç bayrağı aynı karede yakalamak mümkün…
Yazar: Gizem Telci @bohemisko
