Ünlü Baharatlar ve Yetiştirildiği Bölgeler

Kokusu ve tadıyla harikalar yaratan, damağımızı şenlendiren, ünü yüzyıllar öncesine dayanan baharatlarımız bugünkü yazımızın konusu… Malum bahar ayı sıcak yüzünü göstermeye başlamışken, hepimizi yepyeni tarifler deneme heyecanı sardı. Doğal olarak yemeklerimizi zenginleştiren, onlara adeta yeni bir karakter katan baharatlara gitti aklımız. Hoş bir tesadüftür ki, bugün bizim bildiğimiz anlamdaki baharatlar aslında Arapça kökenli “bahar” kelimesinden geliyor. “Bahar kokulu bitki”, “çölde yağmurdan sonra açan bitkiler” anlamında kullanılan bu aromatik bitkiler tam da zamanında yazımıza konu olmuş. Ne dersiniz? Hadi şimdi gelin lezzeti ya da şifasıyla mutfağımızın demirbaşı olmuş bu sihirli bitkileri bir de bizden dinleyin.

Safran

Süsengiler familyasından olan safran; Akdeniz ülkelerinde ve İran’da çok eski çağlardan beri yetiştirildiği bilinen çiçekli bir bitki. Baharatı ise bu bitkinin çiçeklerinde bulunan tepeciklerin kurutulmasıyla elde ediliyor. Bu nedenle, üretilmesi için çok fazla bitkiye ihtiyaç duyuluyor. Tarımı oldukça zahmetli olan safranın dünyanın en pahalı baharatları arasında olmasına şaşırmamak lazım. Tadına gelince, safran oldukça keskin ve acımtırak bir tada sahip. Ama asıl ünü, konduğu yemeğe rengini veren sapsarı renginden geliyor. Öyle ki günümüzde birçok gıda boyasının hammaddesi olarak kullanıldığı biliniyor. Safran; ülkemizde, adından da ipucu verebileceği gibi, Safranbolu’da yaygın olarak üretiliyor. Bölgede severek tüketilen zerde tatlısının en temel maddesi aynı zamanda. Olur da Safranbolu’ya yolunuz düşerse, Osmanlı mutfağının günümüze mirası olan zerde tatlısının tadına bakmadan ayrılmayın deriz.

Foto: britannica.com

Nane

Ferahlık denince akla gelen muhteşem bir baharat var sırada: tazeleyici etkisiyle baş döndüren naneden söz ediyoruz. Nane; ballıbabagillerden olan çok yıllık otsu bir bitki. Anadolu’nun hemen her yerinde yetiştirilebilen bu bitki gölgelik ve serin alanları seviyor. Türk mutfağında kendisine çok geniş bir kullanım alanı bulan nanenin en meşhur özelliği kokusunun keskinliği. Yaygın olarak; dolmalar, çorbalar, salatalar, yoğurtlu mezeler, çeşitli soslar ve sebzeli fırın yemeklerinde tüketiliyor. İster taze ister kurutulmuş olarak tüketilsin nane artık hayatımızın ayrılmaz bir parçası. Güçlü bir antioksidan olması nedeniyle vücuda birçok faydası bulunuyor. En bilinen faydaları; solunum yolların rahatlatması, nefesi tazelemesi ve diş sağlığı üzerindeki olumlu etkileri…

Kekik

Yine ballıbabagillerden olan ve sık sık nane ile karıştırılan kekik ile devam ediyoruz. Kekik, naneden farklı olmakla birlikte nane gibi aromatik bir bitki. Güneşli iklimi sevmesi nedeniyle anavatanının Akdeniz olduğu tahmin ediliyor. Ülkemizde yaygın olarak Toros dağlarında yetiştirilen kekiğin sofralarımızda en çok yakıştığı besin ise tartışmasız kırmızı et. Hemen hemen her et yemeğini lezzetlendiren kekik; çorbalarda, omletlerde, domatesli soslarda ve çeşnilerde de yaygın olarak kullanılıyor. Nane ayrıca, İtalyan mutfağının en meşhur lezzetlerinden pizzanın da olmazsa olmazı.

Foto: mutluvesaglikli.com

Kişniş

Kişniş, anavatanı Asya olarak bilinen, maydanozgiller familyasına ait görüntüsü maydanozu andıran bir bitki. Uzakdoğu mutfağı ve Batı mutfağının en meşhur baharatları arasında yer alıyor. Kişnişin taze yaprakları genellikle likör ve şuruplarda aroma verici olarak kullanılıyor. Ancak kişniş daha çok, sarımtırak meyvelerinin kurutulmasıyla baharat olarak tüketiliyor. Ülkemizde çok yaygın kullanılmamakla birlikte bazı sebze yemekleri ve çorbalara lezzet katması için katılabiliyor. Lezzetinin yanı sıra şifasıyla da adından söz ettiren kişniş yüksek antioksidan özelliği nedeniyle kalp ve damar dostu olduğu biliniyor.

Karabiber

Ülkemizde adeta baharat ile özdeşleştirilen karabiberden bahsedelim biraz da. Karabiber, ismini aldığı karabibergiller familyasına ait taneli bir bitki. Baharatı ise bu bitkinin tanelerinin kurutulmasıyla elde ediliyor. Sıcak iklimi çok seven karabiberin kökeninin Hint Yarımadası olduğu tahmin ediliyor. Ülkemizde, Antalya ve Akdeniz bölgelerinin belirli yerlerinde yetiştirilmekle birlikte daha çok yurtdışından ithal ediliyor. Buna rağmen o kadar yaygın tüketiliyor ki ona sofralarımızın gözbebeği desek yeridir. Bundan olsa gerek tuzlukların yanında ona ayrılan bir yer her zaman var. Kış aylarında daha bir rağbet gören karabiber, C vitamini yönünden de oldukça zengin. Bu nedenle, özellikle griplerin tedavisinde iyi bir destekçi. Ülkemizde çok daha az bilinen beyaz biber ise aynı bitkinin meyvelerinin yıkanarak beyazlamasıyla elde edilen bir baharat. Ülkemizde yaygın tüketilmese de Avrupa’da oldukça fazla kullanılıyor.

Zencefil

Zencefilgiller familyasından zencefil; sıcak bölgeleri seven, hoş kokulu bir kök bitkisi. Endonezya, Japonya, Çin ve Hindistan’da yaygın olarak tarımı yapılıyor ancak tropikal iklime ihtiyaç duyması nedeniyle ülkemizde genellikle seralarda yetiştirilebiliyor. İçerdiği hoş aroma sayesinde şerbet, meşrubat ve likör yapımında kullanılıyor. Baharat olarak kullanıldığında ise genellikle çorbalara, fırınlanmış sebzelere, yoğurda katılarak tüketiliyor. Zencefil, antioksidan seviyesi oldukça fazla olması nedeniyle iyi bir şifacı aynı zamanda. Sağlığa katkısından en iyi şekilde faydalanmak isteyenler onu bir de bal ile karıştırarak denemeli.

Sumak

Kebabın daimi patronu, sumaktan bahsetmesek olmaz. Ülkemizin güneydoğusunda ve Arap mutfağında geniş bir kullanım alanı bulan sumak en köklü geleneksel baharatlarımızdan biri. Sakızağacıgiller familyasına mensup bitkinin kırmızımsı meyvelerinin kurutulup öğütülmesiyle elde ediliyor. Kendine özgü mayhoş tadı nedeniyle Romalılar tarafından henüz limonun yetiştirilmediği yıllarda ekşi tadı elde etmek amacıyla sumak tüketildiği biliniyor. Günümüzde; et yemeklerine, yoğurtlu mezelere ve salatalara katılarak tüketilebiliyor. Koku azaltıcı ve hafifletici etkisi sayesinde bol soğanlı ya da yağlı yemekler için de tam bir kurtarıcı. Faydalarına dair liste ise bir hayli uzun. En iyi bilinen faydası güçlü bir antioksidan kaynağı olması. Bu sayede kalp ve damar hastalıklarına yakalanma riskini azalttığı belirtiliyor.

Foto: farmersalmanac.com

Kakule

Ülkemizde kullanımı çok yaygın olmayan ancak şifası saymakla bitmeyen kakuleye de yer vermek istedik. Hindistan, Nepal, Malezya gibi ülkelerin sıcak ikliminde yaygın olarak yetişen kakule; safrandan ve vanilyadan sonra gelen en pahalı baharatlardan biri. Zencefilgiller familyasına ait olan kakulenin yetişmesi için ne yazık ki ülkemizde elverişli koşullar bulunmuyor ancak kakuleyi ithal olarak aktarlarda bulabilmeniz mümkün. Bu bitkinin baharat olarak kullanılan kısmı ise meyvelerinden çıkartılan tohumları. Tane ya da toz halinde tüketebileceğiniz bu baharatın faydalarını buraya sığdıramadık. Ancak en çok bilinen faydalarını sıralayacak olursak, hazmı kolaylaştırıcı, mide spazmlarını giderici, ödem atıcı etkileri olduğunu belirtelim. Bunun dışında karaciğer dostu olduğunu ve ağız sağlığının korunmasında yaygın olarak kullanıldığını hatırlatalım.

Foto: healthifyme.com

Zerdeçal

Son yılların en popüler bitkilerinden zerdeçal, zencefilgiller familyasından olan curcuma bitkisinin köklerinin öğütülmesi ile elde ediliyor. Tropik bölgeleri seven bu baharatı dünyaya hediye eden ise sevgili Güney Asya. Özellikle Hindistan, Çin ve Bangladeş’te çok eski yıllardan beri yaygın olarak yetiştirildiği biliniyor. Ülkemizde ise kendisi için en uygun koşulları ancak Akdeniz’in nemli atmosferinde bulabiliyor. Zerdeçal; yapı ve renk bakımından benzerliği nedeniyle zaman zaman zencefil ile karıştırılsa da faydaları açısından zencefil ve diğer birçok baharattan bir tık ileride. İçeriğinde bulunan “kurkumin” adlı bileşen sayesinde özellikle sindirim sistemi üzerinde olumlu etkilere sahip. Hücreleri yenileme, hazımsızlığı giderme, bağışıklık güçlendirme konusundaki performansı da birçok bilim insanının gündeminde. İster yoğurtlu karışımlarınızın içinde, ister sabah omletinizle tüketin, bir şekilde onu hayatınızda tutun deriz.

Muskat

Ülkemizde az bilinen ama gün geçtikçe kullanımı yaygınlaşan muskattan bahsedelim biraz da. Hint cevizi olarak da bilinen muskat; anavatanı Endonezya olmakla birlikte, Asya ve Amerika’nın tropikal bölgelerinde de yetişen bir ağaç türünden elde ediliyor. Bu ağacın cevizi andıran meyvelerinin rendelenmesi ve öğütülmesiyle muskat baharat biçiminde kullanılabiliyor. Yapı bakımından Hindistan cevizine benzetilse de, aslında tadı Hindistan cevizinden oldukça farklı. Tadının acımsı oluşu, düşük miktarlarda kullanımı yeterli kılıyor. Genellikle peynirli besinlere, beşamel sosuna yakıştırılan muskat ayrıca tam bir şifa deposu. Hazımsızlık, şişkinlik, kabızlık gibi sindirim sorunlarına ve beyin sağlığına iyi geldiği biliniyor. Ancak uyarmadan geçmeyelim, muskatın iştah açıcı etkisi bulunuyor. Bu nedenle kilo problemi yaşayan takipçilerimizin dikkatli tüketmesini tavsiye ederiz.

Foto: foodal.com

Biberiye

Biberiye baharatı, ballıbabagiller familyasından iğne yapraklı, çalı görünümüne sahip bir bitkiden elde ediliyor. Dünya üzerinde, biberiye bitkisinin üretimi yaygın olarak Akdeniz ülkelerinde ve Kuzey Afrika’da yapılıyor. Ülkemizde ise biberiye, Adana ve Mersin başta olmak üzere daha çok Akdeniz bölgesinde yetiştiriliyor. Keskin ve baharatlı tadı özellikle tavuklu yemeklere, pizzalara, çorbalara ve pürelere yakıştırılabiliyor. Ayrıca, biberiyenin çamı andıran aroması limonatalarınızı monotonluktan çıkartmak konusunda oldukça etkili. Çok zengin bir vitamin içeriğine sahip olan biberiyenin ayrıca zayıflatıcı etkisi olduğu biliniyor. Bu nedenle biberiyeyi aktarlarda baharatın dışında, çay veya tablet formunda da bulabilmeniz mümkün. Tabi çay, tablet gibi hazır ürünlerin içeriğini iyice araştırmadan tüketmeyin deriz.

Foto: flohskitchen.com

Yenibahar

Yenibahar, mersingiller familyasından odunsu bir bitki türünün küçük meyvelerine deniyor. Tohum biçiminde olan bu meyveler güneşte kurutulup öğütülerek baharat formuna getiriliyor. Yenibaharın Meksika ve Jamaika’dan yayıldığı tahmin ediliyor ancak günümüzde ABD’nin sıcak birçok bölgesinde ona rastlamak mümkün. Jamaika biberi olarak da bilinen bu tropik lezzet; tarçın, karanfil, karabiber ve hindistan cevizinin bileşimine benzeyen özgün bir tada sahip. Kendine özgü tadı ile, geleneksel mutfağımızdaki yerini de yüzyıllardır koruyor. Özellikle et yemekleri, iç pilavlar ve dolmaların olmazsa olmazı. Yenibaharın ayrıca vücut üzerinde çokça olumlu etkisi bulunuyor. Bunlardan en önemlileri iltihabı azaltıcı ve ağrı kesici etkisi. Ayrıca hazmı kolaylaştırması da bilinen faydalarından biri.

Diğer Makaleler

Keşfet

Keyifle Noel Pazarı Gezebileceğiniz Şehirler

Kışın gelmesiyle beraber hepimizin içini bir yeni yıl coşkusu kapladı. Rengarenk süslerle donatılmış çam ağaçları,...

Antakya’de nerede ne yemeli?

Antakya'yı gezip lezzetleriyle ilgili bir yazıyı buraya bırakmamak, o güzelim mutfağa haksızlık olurdu. Yediklerimle...

İstanbul’un 5 yeşil kalesi

Çoğu zaman kalabalık ve gürültülü şehir hayatından kaçıp kendimizi doğanın kollarına bırakmak istiyoruz. Tüm...

Dijital göçebelerin uğraması gereken 5 muhteşem yer

Hem tatilim eksik olmasın hem de işlerim aksamasın diyenler toplanın!Pandemi süreciyle beraber bir mekâna...

İzmir Seyahat Rehberi: Ege’nin İncisine Yolculuk

Ege’nin incisi, değişmeyen tatil bölgesi, hem insanıyla hem doğasıyla ayrı bir yeri olan, Türkiye’nin...

Fidan Bağışı Yapabileceğiniz Güvenilir Kurumlar

Bugünlerde gündemimiz ne yazık ki oldukça can sıkıcı… Manavgat ile başlayan orman yangınları şu...

Popüler Konular

Yorumlar

CEVAP YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz