“Burada yaşanır” dedirten şehirler listesinde Berlin!
Tıpkı insanlarda olduğu gibi, şehirlerin de insanı en beklemediği yerde şaşırtabilenlerini seviyorum. Sanırım Berlin, tam anlamıyla 24 saat yaşayan bir şehir olarak bunu en iyi başaranlardan. Berlin’in yazı, kışı, gecesi, gündüzü ayrı güzel. Hatta şu anda Christmas döneminde giderseniz, soğuğa ragmen sıcak şarap olan Glühwein’larla içinizi ısıtıp yılbaşı ruhuna doyabilirsiniz. Yine de uyarmakta fayda var, ich bin çok soğuk gerçekten.
Kışları, şehir genel olarak, Instagram’daki Branhan efekti gibi. Soğuk, koyu, kontrastı bol; bir o kadar da etkileyici, cazibeli ve renkli, üstelik her köşe başında içinizi ısıtacak bir şey var.
Öncelikle ilk kural; sokaklarda yürürken gözleriniziz asla sabit olmamalı, hiç beklemediğiniz bir çatıda hayatınızda gördüğünüz en güzel street art’la göz göze gelebilirsiniz. Berlin, mimarisi ve street art’larıyla benim her zaman için favori şehrim.
Müzeler/Tarihi/Turistik Mekanlar:
Soğuk havalarda gündüzleri değerlendirmek için 1-2 müzeye gidilebilir. Museum Island diye müzelerin bulunduğu bir alan var zaten, birçoğu orda; ama bence çok vakit kaybetmemek lazım. Louvre’u ya da Rijsk’ı gezdiyseniz, sanat tarihine hiç girmeyin derim. Tabi bu zamanınla da doğru orantılı; ama şehir çok büyük ve görecek çok şey var.
Pergamon Museum (Bergama Müzesi)
Berlin’in en ünlü müzelerinden olmasının yanı sıra, sadece ben değil, herkes mutlaka görülmesini tavsiye ediyor. Ben Berlin’deki son yüz yılın en büyük fırtınaların birinde sığınmak için kendisini kullandıysam da, bir süre sonra bin yıllık dev kapılara kendimi kaptırmadım diyemem. İster istemez bakıp iyi ki bizim ülkemizde kalmadığını düşünüyorsunuz. Üzerine sprey boyayla “Sevim seni seviyom” yazılmayacağının ya da lakeyle falan kaplanmayacağının garantisini veremiyoruz ne de olsa.
Kendimizden bir miktar utandıktan sonra Berlin’e dönelim. Museum Island’a gitmişken bir tane yetmez, birkaç müze gezeyim diyorsanız, Antik Mısır ilginizi çekebilir diye düşünüyorum.
East Side Gallery
East Side Gallery, Berlin Duvarı’ndan geriye kalan 1.3 km’lik bölüm. 1990 yılında 118 sanatçıya izin veriliyor ve bu duvarın üzeri graffitilerle kaplanıyor. Şu andaysa, muhteşem bir açık hava müzesi.
Check Point Charlie
Berlin tarihini anlatan turistik yerlerden. Sovyet ve ABD bayraklı askerlerle fotoğraf çektirmenin paralı olması da turistik olduğunu kanıtlıyor. Geçmişiyle ve hatalarıyla her fırsatta yüzleşen Alman halkı, Check Point Charlie’de de bir özeleştiri yapıyor. Buranın tam yanında, bir müze de bulunuyor. Bu arada çok merkezi bir yer olmasına ragmen, uygun fiyatlı çok iyi oteller de bulabiliyorsunuz bu bölgede.
Brandenburger Tor
Berlin’in ana sembollerinden biri. Hatta ışık festivalinde kapıya muhteşem video mappingler yapmışlar, videoları bulup izlemenizi tavsiye ederim. Ordaki cadde de güzel, turistik dükkanlar var, Bodrum çarşı misali. Berlin duvar parçası falan satıyorlar. Turistik hediye almak istiyorsanız, aklınızda olsun. Yine bu bölgede Madam Tussauds müzesi de bulunuyor, hatta biz tesadüfen Star Wars özel sergisine denk gelmiştik. Kontrol etmekte fayda var.
Otobüs
Her şehirde turistler için olan sightseeing city bus’lara binmek yerine, şehri gezdiren bir otobüs tavsiye edeceğim: Hertzalle’den 100 numaralı otobüs, Alexander Platz yönüne. Bu otobüse binip üst kata çıkıp en öne oturabilirseniz tüm şehri muhteşem bir şekilde gezmiş oluyorsunuz. Şehrin haritası da aklınıza iyice kazınmış oluyor.
Yemek
Hayatımın en iyi dönerini, pizzasını ve burgerini Berlin’de yedim. Abartıyor da olabilirim, emin değilim; ama 3’ü de nefisin harikasıydı kesinlikle.
Hasır (Döner)
Eğer Berlin’de yaşayan bir arkadaşınız varsa, buraya kesin götürmek isteyecektir. Takıldığınız bir akşamın sonunda Hasır’dan devasa bir döneri hak edeceksiniz. Kreuzberg’te.
Kahvaltı
La Femme’de bildiğin menemenli falan serpme Türk kahvaltısı yapabiliyorsunuz, burdaki kadar da lezzetli.
Burgermeister (Adı üstünde burger)
Yol ortasında bir mekan, ama tam olarak yol ortasında. Ayakta yiyip içtiğiniz mekanlardan. Bilen biriyle giderseniz gidene kadar öve öve bitiremeyecek; ama emin olun hak ediyor. İlk etapta göreceğiniz kuyruk size şaşırtmasın, hızlı ilerliyor. Burger’in yanına jalapenolu bir şeyleri var, gerçekten nefis olduğunu söyleyebilirim. Geç saatte giderseniz yakınlarında Berlin’in en büyük gece kulüplerinden Watergate bulunuyor, oraya geçebilirsiniz.
Il Casolare (Pizza)
Çok kalabalık, ünlü ama o ünü hak eden bir pizzacı. Rezervasyon yaptırmak gerekiyor, yoksa sıra bulunmuyor. Nehir kenarında yürüyüş yapıp şık bir akşam yemeği yemek için ideal mekan.
KDW Gourmet
KDW en ünlü alışveriş merkezleri. Bizde avm’den bol bir şey olmadığı için uzun gezmek istemezsiniz diye düşünüyorum. Sadece en üst kattaki gurme bölümü gerçekten gezmeye değer. Güzel bir steal yiyip şişesi 7000 euro viskilere uzaktan tapabilirsiniz.
Aufsturz
Bira cenneti olan Berlin’de bile en fazla çeşit olan biracılardan. İsli çeşitlerinden, karadutlusuna kadar deneyebilirsiniz. Sakin ve sevimli bir mekan. Gündüzleri de çok keyif alacaksınız. Oranienburger Straße 67 numara.
Mekanlar
Karşınıza hiç beklemediğiniz sokaklarda, hiç beklemediğiniz binalarda muhteşem mekanlar çıkacak, şimdiden hazır olun.
Das Hotel
Das Hotel gerçekten insanda bir filmden tanıdık geliyormuş hissi uyandırıyor. Müzik de mekan da çok tatlı. Tüm aydınlatma mumlarla yapılıyor, dekorasyon ahşap ağırlıklı ve canlı çiçekler kullanıyorlar. Kokteylleri çok iyi, ama mojito’su ayrı bi başarılı.
MultilayerLaden
Lounge tadında bir mekan, güzel de çalıyor. Her güzel mekan gibi yine Kreuzberg’te. Aynısından İstanbul’a da açmak isteyebilirsiniz.
Musik Z Cafe
Burası bir viski bar. Dünyanın bütün viskileri var. Viski seviyorsanız, kesinlikle gitmelisiniz, Mierendorffplatz durağında. Bardaki yaşlı adam aynı zamanda mekanın sahibi, hayatını viskiye adamış, viskiye gönül vermiş. Acaba karısı ya da sevgilisi hiç “O lanet olası 87 yıllık Maccallan mı ben mi” demiş midir? Dediyse ben viskiyi seçtiğine eminim zira.
Cafe Kotti
Türklerin mekanı, yine Kreuzberg’te. Sezen Aksu, Müslüm Gürses falan çalabiliyor. Minik bir Amsterdam atmosferi yok değil. Eğer Berlin seyahatinizde arabeske bağlamak isterseniz Café Kotti size bekliyor. Cafe Kotti’nin ordaki simitçinin kahvaltısı da baya güzelmiş bu arada.
Zu Mir Oder Zu Dir
Bölge olan Prenzlauerberg’te olan bu mekanın adının anlamı “ya bana ya sana” gibi bir şey. Popüler ve güzel mekanlardan. Sadece aklınızda olsun, gece dışarı çıkacaksanız, her yere biraz geç gitseniz iyi olur.
Club Bassy ve Kafe Burger
Kafe Burger de Prenzlauerberg’te, hatta sokağın adı Rosa Luxemburg bile olabilir. Gidemediğim için detay veremiyorum; ama başarılı olduğuna eminim.
Kulüpler
Berlin gece hayatı açısından dünyanın en başarılı şehirlerinden biri. Mekanların ışıklandırmaları ve ses sistemleri gerçekten çoğunlukla çok iyi. Cuma akşamından Pazar gününe kadar devam eden partileri de görmeye değer. Herhangi bir gece kulübünün gece 3’te kalabalıklaştığını unutmayın.
Berghain
Berghain’ı kesin duymuşsunuzdur, Berlin’in en ünlü gece kulübü ya da başka bir deyişle techno tapınağı. Eskiden underground olan Berghain, artık mainstream. Legosu bile yapıldı. Kapısında genelde “Alınabilecek miyim” korkusu hakim. Alınmanız için ayık ve cool olmanız gerekiyor. Topuklu ayakkabı ve seksi kıyafetle değil, kendiniz gibi olmalısınız. Sabah 5 gitmek için doğru saat.
Watergate
Watergate de en ünlü kulüplerden biri. Yine girişte yeteri kadar cool olup olmadığınıza bakılıyor. Gece 3 gibi kalabalık oturmaya başlıyor. Dış kısmında muhteşem bir manzara var. Monument Valley oynadıysanız mimariler size tanıdık gelecek.
Ritter Burzke
İçinde 3 farklı bölüm, 3 farklı ambiyans ve müzik var. Başarılı mekanlardan.
Stattbad
Wedding durağında. Wedding enteresan bir yer. Türk mahallesi burası da, Maxim gazinosu, sünnet düğünü falan görebilirsiniz, biraz dolanın buralarda. Stattbad da eskiden bildiğiniz yüzme havuzuymuş. Bu yüzme havuzu kullanılamaz hale gelince konser mekanı ve kulübe çevirmişler. Mutlaka görün, ben klasik müzik konserine gittim, akustik çok iyiydi, hamamda ses iyi çıkar misali. Bildiğiniz havuz bi’ de ya, ne güzel kafalar. Oranın barı da güzel, etkinlik için giderseniz bir glühwein için girmeden.
Gezilecek Mekanlar
Eğer bugünlerde gideceksiniz, Christmas pazarı yeri gibi bir sürü yer var. Buralarda gezip glühwein içmek için harika bir zaman. Hasta olacak gibi olursanız da, hemen iyileştiren sıcak biraları var. Şarabın sıcağı olursa biranın neden olmasın diyerek yapmışlar, gerçekten işe yarıyor.
Kulturbrauerei Weichnachtsmarkt
Prenzlauerberg’te yine. Glühwein için, kestane ve şekerli badem yiyin, Berlin’in ne kadar güzel olduğunu düşünün.
Weichnachtsmarkt Gendarmenmarkt
Bu da en büyüklerinden, gezip görmelisiniz.
Hackesche Höfe
Avluların başka avlulara açıldığı, tasarımcı dükkanlarının, butiklerin olduğu çok tatlı bir yer.
Bunların dışında aklıma gelenleri de şöyle yazayım:
* Göreceğiniz en iyi street art’lar Berlin’de olacak. Gözünüz hep duvarlarda ve yukarlarda olsun. Beklemediğiniz duvarlardan beklemediğin şeyler çıkıyor. Bunu tekrar ettiğimin farkındayım; çünkü kesinlikle kaçırmamalısınız.
* Bir apartman var, her pencerenin yanında -mış, -miş, -mışız falan yazıyor. Fikir de uygulama da çok iyi, Kreuzberg’te.
* Alkol gerçekten çok ucuz. 10 euroya yıllanmış Johnnie Walker bulabilirsiniz. Martini 6,5 euro civarı. Alın makarna yaparsınız. Lidl’dan glühwein bulabilirsiniz. (hepsinde bulunmuyor)
* Çok eğlenin, çok gezin, az uyuyun.
* Hermannplatz güzel bir semt, aklınızda olsun.
* Görlitzer Park gündüzleri çok güzel, geceleri uyuşturucu alışverişi nedeniyle tehlikeli.
Yazar: Yeşer Sarıyıldız
Bu kızın başka neleri varmış diyorsan adres: madambrownie.com
Pergamon Museum (Bergama Müzesi) yada benim tabirimle “çalıntı tarih müzesi” hey gidi hey almanların helikopter ve gemilerle bizden çaldığı tarihi eserleri almanyada sergilemesi ne güzel ironi. Adını da bergama müzesi koymak şahsına münhasır bir davranış. tebirkler…