Doha aslında tam anlamıyla bir durak. Başka bir şehre giderken yolunuz Doha’dan geçiyorsa, çok kalmadan tadı çıkarılacak şehirlerden. 2020 yılında muhtemelen Dubai ile yarışıyor olacak, ama şimdilik girişine “Under Construction” tabelası koysalar, gerçekten hiç kimse garipsemez.
Yine de yolunuz bir şekilde Doha’ya düştü diyelim, kim bilir belki de iş görüşmesine gittiniz ve verecekleri maaşın yanında şehri tanımaya da ihtiyacınız var. O halde biraz rehberlik yapalım. Çünkü “Şehri yürüyerek keşfedeyim”, “Nasıl olsa güzel bir café’ye denk gelirim”cilik bu şehirde çalışmıyor, bilerek gezmeniz gerekiyor. Yapılan yerler gerçekten güzel, ancak bulmak meziyet istiyor.
Vize: Katar Prensi’yle aramızın iyi olmasının bir karşılığı olsa gerek, normalde 100küsur QAR olan vize ücreti kalkmış, Türkler’e şu anda ücretsiz.
Para birimi: Katar Riyali, yani QAR.
0,8 QAR=1TL
Paramızın değerli durduğuna bakmayın, ülke pahalı. Karşılaştırılacak olursa, rakip olmaya çalıştığı Dubai kadar pahalı değil; ama kesinlikle ucuz bir yer de değil.
Ulaşım: Metro falan yok, taksi ve otobüs var. Taksilerin adı Karwa, bir de özel lüks arabalar var. Bahsederken “limo” diyorlar, ama limuzin değil, normal lüks araba. Taksilerin geneli kazıklamaya çalışıyor, dikkatli olun. Bazılarının İngilizce’leri gerçekten kötü, bazıları da anlamıyormuş gibi yapıyor. Karwa taksilerde açılış ücreti ve km başına ne kadar yazdığı net olarak belirtilmiş. (4QAR açılış ücreti ve gündüz km başına 1,2 QAR yazıyor, geceleri de km başına 1,8.) Taksimetre açmayan taksiciye denk gelirseniz, direk hesaplayıp verin, yoksa bariz sinir bozucu oluyorlar. Bir de, ne kadar giderseniz gidin minimum 10QAR ödüyorsunuz, yani taksimetre 7QAR de gösterse, 10 ödeyeceksiniz. Otobüse binmenize gerek yok, taksi gerçekten ucuz.
Yürüyüş: Şehri yürüyerek gezmeyi sevenlerdenseniz, hayat oldukça zor geçiyor. Mesafeler uzak değil, ama her yer inşaat ve toz toprak. Doğru düzgün kaldırım yok. Yürüyüş yerine gidip orda yürümeniz gerekiyor. Ocak-Şubat kesinlikle doğru ay değil, oldukça esiyor, bir İstanbul kışı olmasa da, hava biraz soğuk. Mart müthiş bir seçim olacaktır.
Güvenlik: Güvenlik had safhada, zaten maalesef tam bir polis devleti. Hırsızlığın, kadına tacizin falan inanılmaz cezaları var. Hırsızlık için 45 kırbaç (evet, gerçekten bildiğiniz kırbaç) ve hapis ya da inanılmaz para cezaları mevcut. Tacizde hadımdan beter ediyorlarmış. O nedenle, gece 3’te tek başınıza rahat rahat yürüyebileceğiniz bir yer aynı zamanda.
Alkol: Ülkeye alkol sokmak kesinlikle yasak, valizinizde dahi bulundurmayın. Global otellerin barlarında istediğiniz kokteyli, çeşit çeşit birayı bulmanız mümkün.
Şehir birkaç semtten oluşuyor ve aslında ülke de nerdeyse sadece Doha’dan oluşuyor.
West Bay: Gökdelenlerin olduğu ve tüm fotoğraflarda görünen silüetin ait olduğu bölge West Bay. İş yerlerinden ve AVM’lerden oluşuyor. Hem iklim sıcak olduğundan hem de Ortadoğu AVM sevdiğinden Doha’da da çok fazla AVM bulunuyor. En ünlüsü ise, City Center, normal dümdüz bir alışveriş merkezi, dışı cam ve nedense burayı görmek çok önemli.
Corniche: 7km’lik kordon, gezinti yapmak isterseniz diye Cruise tekneleribekliyor. Pazarlık yapmayı sakın unutmayın.
The Pearl: Bir ada olan The Pearl, aslında Doha’nın en lüks yeri. Sokaklar, binaların mimarisi ve marina gerçekten güzel. Marinada rahatlıkla yürüyüş yapabilirsiniz. Henüz açılacak çok yer var, o nedenle dükkanların ya da restoranların çoğu kapalı. Bu bölgede kiralar da 4000$ civarında.
Souq Waqif: Kapalıçarşı’nın bir benzeri. Her gün, her saniye konserler, gösteriler, performanslar oluyor. Kimine göre renkli, kimine göre gürültülü bir yer. Herkes, ama herkes Souq Waqif’i öneriyor. Egzotik mekanlar arıyorsanız, zamanınızı burada geçireceksiniz demektir. Ara sokaklarındaki baharat çarşılarında, inci satan dükkanlarında pazarlık yapmayı tabii ki unutmayın ve birbirinden iyi restoranlarında yemeklere doyamayın.
Katara Cultural Village: Dar sokaklarındaki minik müzeleri ve sanat galeriyle, menüdeki her şeyin lezzetli çıktığı restoranlarıyla Doha’daki favori mekanım. Burada bulunan Katara Opera House’ta sürekli farklı etkinlikler oluyor. Qatar Philharmonic Orchestra’sının konserlerini gitmeden kontrol edip mutlaka biletinizi önceden alın. Konsere gittiğinizde bir anlığına kendinizi Roma’da hissedeceksiniz ve hayatınızın en iyi klasik müzik konserlerinden birini yaşayacaksınız.
Museum of Islamic Art (MIA): Dünyanın en büyük İslam Sanatları Müzesi olan MIA’nın mimarı, Louvre’un cam piramitini de yapan ünlü mimar Leong Ming Pei. Konu İslam sanatları olunca, tablodan ziyade halı, çanak çömlek, vazo görmeye hazır olun. Müze gerçekten büyük ve çok başarılı. Katar’daki birçok müze gibi giriş ücretsiz. Alt kattaki café’si ise, Doha’nın en güzel manzaralı mekanı. Denize nazır bir mola vermeyi unutmayın. Gift Shop’unda da zevkli ürünlere Katar’a göre mantıklı fiyatlara sahip olabilirsiniz. Çıkışta MIA Park’taki standlarda gezip sonrasında hali hazırda yakın olduğunuz Souq Waqif’a geçmek, mantıklı olacaktır.
Mathaf: Şehrin yerleşim yerinden biraz uzakta olan, ama gitmeye kesinlikle değer bir Arap Modern Sanat Müzesi, Mathaf. “Ne göreceğim ki?” diye düşünmeyin, hayran olunası Arap sanatçıların bir sürü başarılı işine ev sahipliği yapıyor.
Gitmeden servis saatlerini ya da aracınızı ayarlamayı unutmayın, şehir dışında inşaatların arasında kendinizi otostop çekerken bulabilirsiniz.
Villagio AVM: Yine bir alışveriş merkezi olan Villagio’nun özelliği, içinde bir nehir olması ve tamamen Venedik konseptli yapılması. Ortadoğu’da bu kadar çok AVM yapmalarının bir nedeni de, yazların gerçekten çok sıcak geçmesi ve insanların kapalı yaşam alanlarına ihtiyaç duymaları aslında. Tavanını gökyüzü konseptiyle yaparak açık alan hissi uyandırmaya çalışsalar da tabii ki yapaylıktan kurtarabildiklerini pek söyleyemeyiz.
The Sheikh Faisal Museum: Doha’nın dışında, 30 km batısında olan bu müzeye gitmek için, önceden randevu almanız gerekiyor. Bu müze, Sheikh Faisal’ın koleksiyonlarını bir müze haline getirmesinden oluşuyor. Girişte aracınızın plakasını not ediyor ve müze kapısında da kimliklerinizi alıyorlar. Sürpriz, içeriye çanta sokmanız da yasak! Koleksiyon dediysek, içeride İran, Türkiye, Hindistan ve Mısır’dan toplanan ve sergilenen 200 çeşit halı, cesitli seramik ürünler, savaşlarda kullanılan silahlar, Katar’ın balıkçı botları, resimler, fotoğraflar, bisikletler, antika eşyalar, yataklar, hatta arabalar ve aklınıza gelebilecek her türlü Orta Doğu kültürünü yansıtan koleksiyon ürünü mevcut. Tek kötü yanı, gezmek için sadece 2 saatinizin olması.
Çöl Safarisi: En eğlencelisi, tabii ki çöl safarisi! Hiç düşünmeden bir tam gününüzü buna ayırın, hatta sadece 1 tam gününüz varsa da, boşverin müzeyi falan, doğru çöl safarisine gidin! Hava güzelse, bedevilerle birlikte bir gece çadırda kalmak, eminim ki hayatınızın unutulmaz anılarından olacak.
4×4 jeeplerle çölde sörf yapmak, deniz kenarında mola vermek, uçsuz bucaksız kumlarda dinlenip etrafı seyretmek, medeniyetin bittiği Suudi Arabistan sınırına uzaktan bir “merhaba” demek her gün başınıza gelmez, tadını çıkarın. Nasıl ulaşacağım diye düşünenlere dev hizmet, “Desert Safari in Doha” ya da “Qatar Dunes Tour” diye aratın ve çıkan sitelerden fiyat karşılaştırması yapın.
Fotoğraf ve Yazı: Yeşer Sarıyıldız
