Pandeminin sürpriz yumurta gibi hayatlarımızda patlak verdiği günden itibaren hepimiz
bir arayışa başladık. Kimimiz daha önce başlamıştı kendi içsel yolculuğuna, kimimiz pandemiyle birlikte evde ve kendiyle daha sık vakit geçirdikçe kişisel arayışına yoğunlaştı. Evde ekmekler de yapıldı, pilates de yoga da… Hepimiz canlı yayın yapmayı da öğrendik, sosyal medyayı daha iyi kullanmayı da… Pandemi bitti bitecek, geçti geçecek diyerek
bir oyalanma süreci geçirdik. Ama günün sonunda bu işin kolay kolay bitmeyeceği gerçeğiyle yavaş yavaş yüzleşmeye başladık.
Bu yüzleşme bazılarımız için depresyonu da beraberinde getirdi. Bu da arayışı güçlendirdi. Kişisel gelişim kitaplarıyla başlayan yolculuk daha da derinleşti. Meditasyonun gücü kıymeti fark edilmeye, içimizde her gün akan nefesin gerçek hayatın ta kendisi olduğu keşfedilmeye başlandı. Asıl hayatın aslında dışarıda değil içeride aktığını yavaştan görmeye başladık.
İyi ki de öyle oldu. Hiçbir şey tesadüf değildir derler ya, aynen öyle. Bugün yaşadığımız
tüm olumsuzlukların aslında daha da büyük bir iyiliğe hizmet ettiği kesin. Biz şimdilik büyük tabloyu göremiyoruz, hepsi bu. Olanı kabul etmek, anda ve akışta kalmak kendimize yapabileceğimiz en büyük iyilik şu günlerde. Biliyorum söylemesi çok kolay günlük pratiğe dökmesi biraz zor bu konular. Çoğumuzun yıllarını aldı, almaya da devam ediyor.
Ama git gide farkındalığımız artıyor, öğreniyoruz ve günlük hayatta düştüğümüz tuzakları fark etmemiz kolaylaşıyor.
Sağlığımıza, bağışıklığımıza, kendimize her şeyden çok dikkat etmemiz gereken şu günlerde bu bahsettiğim farkındalıklar oldukça önemli. Peki bu süreçte doğadan ve özümüzden faydalanarak neler yapabiliriz, ben neler yapıyorum,
biraz bunları paylaşacağım.
Doğanın Şifası Aromaterapi
Çocukluğundan beri kremlere, parfümlere aşırı meraklı biri olarak aromaterapinin hayatım için çok önemli olabileceğini birkaç yıl önce fark ettim. Aromaterapi eğitimi aldığımda doğanın bizlere ne büyük nimetler sunduğunu bir kez daha gördüm. Evdeki tüm kozmetikleri çöpe attım. Kremlerimi, oda kokularımı, toniklerimi kendim yapmaya başladım. Uçucu yağlardan yapılan karışımlarla ne kadar çok soruna şifa bulabileceğimi keşfettim. Bugün bağışıklığımı güçlendirmek, evin enerjisini yükseltmek, öksürüğü kesmek, bakterilerden arınmak, vücudumu nemlendirmek gibi birçok ihtiyaçta doğal uçucu yağlara ve kendi yaptığım merhemlere başvuruyorum.
Eğitimi Lokal8’de sevgili Marielle Mercadier’den aldım. Kendisinin holistik aromaterapi adlı bir oluşumu var. Online olarak eğitimler vermeye devam ediyor, ilgileniyorsanız göz atabilirsiniz.
Anda Dönüşüm “Theta Healing”
Yaklaşık dört yıl önce kendi içsel yolculuğumun bir parçası olarak Theta Healing danışmanlığı almaya başladım. Sonunda da uygulayıcı olmak üzere Theta Healing Basic DNA sertifikamı aldım. Böylelikle günlük hayatta anlık farkındalıklar ve anda dönüşümler için bu teknikten faydalanabiliyor ve çevreme katkı sunabiliyorum. Peki Theta Healing nedir diyenler için biraz daha detaya inelim… Theta Healing tekniği için tüm dünyaya anda yüklemeler yapan mucizevi bir aracı diyebiliriz. 1994 yılında Vianna Stibal tarafından keşfedilmiş. Stibal yaşadığı ağır bir hastalık sürecini, aldığı içsel mesajlarla kendisini şifalandırarak atlattıktan sonra Theta Healing meditasyonunu tüm dünyayla paylaşmaya başlamış. Bu yöntem yaptığınız meditasyon sırasında beyindeki theta dalgaları aracılığıyla alanınıza ya da danışanınızın alanına his yüklemeleri yapmanızı sağlar. Theta Healing tekniği ile yapılan his yüklemeleri evet dediğiniz anda bilinçaltına yüklenir. Bu da düşünce ve davranış şekillerinde anda dönüşüm olmasına büyük katkı sunar.
Benim Theta Healing hakkındaki samimi yorumum, bu eğitimi ya da danışmanlığı alarak hayatınızda çok büyük değişimler sağlayabileceğiniz yönünde. Bu neden sürekli benim başıma geliyor, neden böyle hissediyorum, bu hayata ne için geldim gibi sorularınız varsa -ki mutlaka vardır- Theta Healing yöntemine bir göz atmanızı öneririm. Benim Theta Healing yolculuğum sevgili hocam Devrim Kasimi ile başladı, ardından eğitimi de kendisinden aldım. Bilinçaltı konuları, rüya yolculukları, akaşik kayıtlar vb. birçok konuda kendisinin
eğitimlerine göz atabilirsiniz.
Hastalıkların Duygusal Sebeplerini Keşfet
Pozitif bilimin bizlere en büyük kötülüğü, hastalıkların ana sebebinin beden kaynaklı olduğunu söylemesi olsa gerek. Çocukluğumuzdan beri her hastalığın sebebini önce bedenimizde aradık. Bunun için de kutu kutu ilaç içtik. Hastalıklar anlamsız yere tekrarlanınca da hep stresten, sıkıntıdan uzak dur gibi yorumlar aldık. Oysa ki hastalıklar öncelikle duygularımız aracılığı ile bedene taşınıyor. Dolayısıyla önce bir duyguyu yakalamak ve dönüştürmek, hastalık bedeninizde oluşmadan ya da çok daha hafifken keşfetmemizi ve onu iyileştirmemizi sağlıyor. Dünyada salgınlar bu kadar yaygınken, bu konuya özellikle dikkat etmenizi öneririm.
Hastalığı getiren duyguları değiştirmek ya da hastalıkları iyileştirmek için birçok yöntem var. ThetaHealing’ten faydalanabilir, Kundalini Reiki alabilir ya da nefes meditasyonları yapabilirsiniz. Günün sonunda hepsi nefesin gücüne dayanıyor aslında. Kendi nefesinizin farkında olursanız beden farkındalığınız da artar ve bedeninizde olan değişimleri çok daha kolay yakalayabilirsiniz.
Hangi hastalık hangi duyguyla vücudumuza taşınır diye merak ettiğimde Ebru Demirhan’ın Bedenin Şifa Kapıları kitabını okumuştum, faydasını gördüm. Dilerseniz bir göz atın.
İyi Yemek – Neyi Neden Yediğinin Farkında Ol
Son yıllarda birçoğumuzun ortak sorunu doğal gıdalara kolay ulaşamamak, organik ürünlerin ne kadar güvenilir olduğunu bilememek ya da bazılarımız için hayat pahalılığı sebebiyle yeterli gıdaya bile erişememek. Düzen bizleri yediğimiz gıdaya güvenememe ve hatta yeterli gıda bulamama noktasına getirdi maalesef.
Yeme-içme, farklı mutfakları keşfetme konularına oldukça meraklı biri olarak, yemek konusu benim için hep hassas bir yerde olurdu. Güzel yemek için midemde her zaman bir yer bırakırdım. Fakat son yıllarda, bazı gıdalara olan duygusal bağlılıklarım sebebiyle aslında kendime ne kadar kötülük yaptığımı fark ettim. Bana iyi gelmeyen gıdaları sırf moralim bozuk, keyfim yok ya da canım çekti bahanesiyle gereğinden fazla tüketerek kısır bir döngüye giriyordum. Canım çekti ama kim bu can? Neden çekiyor? Bu soruların peşine düştüm, canımın çektiklerini özellikle en çok istediğim zamanlarda yemedim. Bedenime aldığım gıdaların benim yakıtım olduğunu hatırladım. Sevdiğim gıdaları hala tüketiyorum, makarnayı da çikolatayı da… Sadece duygusal sebeplerle onlara bağlanmıyorum. Ya da en azından deniyorum. 🙂 Bağışıklığınız için bu konuyu da ihmal etmeyin derim.
Yürüyüş Kendine Yapabileceğin En Büyük İyilik
Standford araştırmacılarına göre yürürken bir insanın yaratıcı fikir çıktısı ortalama yüzde 60 oranında artıyormuş. Steve Jobs’tan Mark Zuckerberg’e yeni dünyaya yön veren önemli isimler de toplantılarını hep yürüyerek yapıyormuş.
Biliyorum pandemi var ve biliyorum çoğumuz şehirlerde sıkıştık kaldık. Ama koca şehrin daracık sokaklarında bile olsa kendinize yürüyecek bir alan yaratın. Çünkü yürüyüş de bedenin farklı bir meditasyon hali aslında. Aynı hareketi aynı ritimde defalarca yapıyorsunuz ve bu sizi bambaşka bir rahatlama haline taşıyor. Ben evime en yakın parkta, ona ulaşamıyorsam caddede, ara sokaklarda yürüyüş yapmaya çalışıyorum. Özellikle son bir senesini benim gibi ağırlıklı evde geçirenlerdenseniz, faydasını göreceğiniz kesin.
Hep İyi Ki Dediğim “Meditasyon”
En baştan beri anlattığım tekniklerin hepsi aslında tek bir ana kaynaktan besleniyor o da NEFES. Anda kalmak, şifalanmak, şifalandırmak, akışta kalmak ve aklınıza gelebilecek daha birçok güzelliğin kaynağı nefes… Nefesimizle buluşabilmenizin en güzel yolu da meditasyon. Bazılarınız için çok sıkıcı gelebilir meditasyon yapmak. Meditasyona oturduğunuzda aklınızdan binlerce anlık düşünce geçebilir. Çok normal, geleni geçeni sadece izleyin. Aklın işi düşünce üretmek, siz onlara kapılmak zorunda değilsiniz. İlk başta günde 5-10 dakikalık meditasyonlarla başlamayı deneyin. Önemli olan her gün düzenli zaman ayırmak. Zaten pratik yaptıkça meditasyon süreleriniz artabilir. Nefesinizle kaldığınız 5-10 dakikanın sizde yarattığı değişimi çok kısa zamanda hissedeceksiniz.
Bu konuda bir rehberlik almak isterseniz, Netflix’teki Headspace Meditation belgeselini izleyebilirsiniz. Çok basit pratiklerle kolaylıkla meditasyona adapte olmayı sağlayan bir seri. Tavsiye ederim.
Gereksiz Mesajlardan İzole Ol
Hepimizin gün içinde ne kadar fazla mesaja maruz kaldığını söylememe gerek yok herhalde. Pandemide hayat dursa da mesajlar durmadı. Mesaj, mail, sosyal medya, telefon trafiğinin bizi bezdirdiği zamanlarda dünyayı ben mi kurtarıyorum dediğiniz de olmuştur eminim. Çalışmak, üretmek her zaman iyidir, bizlere de iyi gelir. Fakat bazı gereksiz mesajları, negatif titreşimleri kendimizden uzak tutmakta fayda var. Bu amaçla benim aldığım önlemler şöyle:
Ana haber izlemeyi bıraktım. Ve hatta televizyon izlemeyi de…
Dünyada olan negatif olayları içselleştirmemeye çalışıyorum bunun için de daha az gündemi takip ediyorum. Gündemde sadece işim için gerekli konuları takip ediyorum.
Maruz kaldığım negatif olayları, durumları, mesajları, mail’leri asla kişisel algılamıyorum artık. Çünkü o durum o eylemi yapan kişinin kendi sorunu, bunu unutmamaya çalışıyorum.
Gereksiz whatsapp gruplarından çıktım.
Mail ve mesaj kutularımı düzenli temizliyorum. Oradaki yoğunluktan ve kalabalık görüntüden kurtularak hafiflemek niyetiyle…
Twitter kullanmayı bıraktım, gereksiz ve içi boş gündemi sebebiyle…
İşim sosyal medyayla olsa da, arada sosyal medya oruçları yapmaya çalışıyorum.
En çok mesaja maruz kaldığımız alan orası.
Hafta sonları mümkünse daha az mesaja maruz kalacağım orman gibi yerlere kaçmaya çalışıyorum.
Pandemide yapamadım ama ilk fırsatta inziva amaçlı bir kaçamak yapacağım.
Birkaç gün sıfır iletişim hali, her zaman iyi gelir.
Beden ve Nefes Farkındalığının Bir Diğer Hali: Yoga
Yoga pratiklerinin bedene ne kadar iyi geldiğini artık tüm dünya biliyor zaten. Bugüne kadar hiç yapmadıysanız ya da ara ara yapıp bırakanlardansanız, evde geçirdiğimiz bugünleri yogayı keşfetmek için değerlendirebilirsiniz. Birçok yoga okulunun ve hocasının çok güzel online dersleri oluyor, onlara göz atmanızı ya da YouTube’da 10 dakikalık, 20 dakikalık yoga akışları gibi serilerden faydalanmanızı öneririm.
Bunlar benim kendi yolculuğumda bedenime ve ruhuma çok ışık tutan yöntemler. Sizlere de ilham olması dileğimle…
